Açıklama:
İnsan, düşle gerçeğin yakıcı sınırına geldiğinde dil kendiliğinden tutuşmaya, başka türlü konuşmaya başlar.
Ömer Vural ikinci öykü kitabı Ölü Bir Geyik’te o sınırda kurulmuş öykülerle selamlıyor okurlarını.
Görünene dokunan, görünmeyeni sezdiren; sessizliğin nabzını, gündelik hayatın sızılarını, kalbin derin
haritasını yoklayan bir bütünlükle ortaya koyuyor. Kitaptaki öyküler hafızanın en derin katmanlarıyla
toplumsal belleğin kırılmalarını birbirine eklemleyen bir anlatı evreni kuruyor. Aileden, dostlardan,
mekânlardan ve kaybolmuş seslerden yola çıkan Vural, bireysel kayıpların nasıl toplumun siyasi, tarihsel
ve kültürel yaralarıyla birleştiğini görünür kılıyor. İnsana, taşraya, tarihe, tasavvufa, hikmete kelimelerin
berrak camından yeniden bakmayı teklif eden öykülerin çok katmanlı yapısı, anlatıya derinlik
kazandırıyor. Öykü kişilerinin inişli çıkışlı hayat serüvenleriyle tarihsel figürleri, gündelik ayrıntılarla
metafizik çağrıları, bireysel kaygılarla toplumsal bellek arasındaki geçişleri ustalıkla iç içe geçiren yazar;
düşle hakikatin, kayıpla umudun, bireysel sesle toplumsal yankının kesiştiği alanlarda dili tutuşturmayı ve
böylece aydınlığı yeniden tesis etmeyi amaçlıyor. Ölü Bir Geyik, kadim anlatılarla ve modern açmazlarla
aynı anda kurduğu ilişki sayesinde rüya ile hakikatin kesiştiği bir edebi harita sunuyor.
Emin Gürdamur










Yorum Bırakınız “Ölü Bir Geyik”