Çırpınırken doktorlar etrafında ona bakıyordu. Yatağın yanı başında asılı hasta kartını karıştırdım. Odamdan onun odasına su¨zu¨ldu¨m, orada durdum. Doktorlar ölu¨yu¨ kurtarmak için boş yere çabalıyorlardı. Kartı okudum: “İsim: Muhammed Ali Ekber, Yaşı: 25, Ummanlı.” Sayfayı çevirdim: “Kan kanseri”. Zayıf esmer yüzüne, geniş u¨rku¨nç gözlerine ve titreyen mor menekşe deniz gibi dudaklarına bakmaya başladım. Gözleri döndü¨, üzerimde sabitlendi, benden yardım istiyormuş gibi geldi bana. Peki, niçin? Her sabah selam verirdim. Bu yüzden mi? Yoksa yüzümde, sıkıntısını çektiği korkuyu anladığımı mı görmüştü¨? Bana baktı, baktı sonra ruhunu kolayca teslim etti.
O an doktor beni fark etti. Kolumdan çekip kızara kbeni oradan uzaklaştırıp odama götürdü¨. Ancak zihnimde yer eden bu manzaradan beni uzaklaştıramadı. Karyolama çıktım, hasta bakıcının koridorda basitçe söylediği
şu sözleri işittim:
– 12 numaralı yatak öldü.
Yorum Bırakınız “On İki Numaralı Yatağın Ölümü”